-
AHMET ÇAKAR: Maç öncesi hemen hemen hiç kimse Galatasaray'ın puan kaybedeceğini düşünmüyordu, zaten düşünülen de oldu... Peki Galatasaray çok mu iyi oynadı? Hayır! Çok mu hızlı oynadı? Hayır! Rakibine pozisyon verdi mi? Evet! Peki nasıl kazandı? Cevap; kalite...
-
Bir 30 dakika çok sıkıcı... Derken bir korner, dönen top, orta, Onyekuru'nun kafası ve seken topa da vuran Mostafa Mohamed... Hemen arkasından da yine Mostafa Mohamed, geriden geliyor, rakip durmuş, dar açıdan çarprazdan direği kırarcasına bir mermi gibi vurup, maçı orada bitiriyor.
-
LEVENT TÜZEMEN: Fatih Terim'in, Alanya maçını kazanan kadroyu ödüllendirmek adına Erzurumspor karşısına çıkarması sıkıntı yarattı. Keyif vermeyen, bol hata yapan bir G.Saray izledik. Bu kadroyla G.Saray lig sonuna kadar gidemez.
-
Galatasaray kazandı ama Erzurum kendi beceriksizliği nedeniyle çok özel pozisyonları harcadı. Galatasaray bu oyunu geliştirmek zorunda. Terim, bu kadroda daha fazla ısrar etmeden, kreatif oyuncuları kazanmalı.
-
Fatih Terim, Luyindama'yı da riskli oynamaması konusunda uyarmalı. Çünkü Luyindama kendine olan güveni yüzünden savunma kurgusuna yaptığı hatalarla zarar veriyor.
-
ŞANSAL BÜYÜKA: Galatasaray’ın hiç mi eksiği yok? Olmaz mı... Oyunu, coşkusu, hızlı hücum anlayışı Galatatasaray kalitesinin çok altında... Ama Galatasaray bu... “normal”, hatta “normalin az altında” oyunu bile rakibi yenmeye yetiyor.
-
Çünkü Galatasaray’ın kadrosu, Süper Lig kalitesinin çok ama çok üstünde... Buna rağmen şunu vurgulamak gerekiyor: Bu kalite, ikinci yarıda bu futbolu oynamaz. Bu kadar etkisiz kalmaz. Savunmada bu kadar dağılmaz.
-
En fazla şaşırdığım, Galatasaray‘ın ikinci yarıda sadece üç dakika içinde Erzurumspor’a üç net gol pozisyonu vermesi oldu. Kaçırılması, atılmasından çok daha zor üç pozisyon... Hatta sonraki dakikalarda çok net iki pozisyon daha... Bunları kaçıran Erzurumspor, Süper Lig’deki “kısıtlı kalitenin” çok çarpıcı bir örneği oldu.