Galatasaray'ı Rahat Bırakın...

Çocukluğumun takımı Galatasaray, halen büyük bir tutkuyla adı her geçtiğin de tüylerimi diken, diken
eden Türk alfabesinin 11 harfinden oluşturulmuş yüce bir isim.

Şimdi konuya böyle girmişken sen nasıl objektif yazı yazacaksın diye homurdananlar olabilir, kimse
kusura bakmasın isteyen dilediği kadar homurdanır, dileyen de her zaman yaptığı gibi ateş etsin, zaten
alışkanlık olmuş şahitsiniz Galatasaray'ın hocasına ve futbolcularına küfrediyorlar ya, utanmadan
sıkılmadan, gerçi o zavallıların kimin maşası olduğu cümle alemce biliniyor, kısacası atış serbest.
Hatırlatayım sizin küfürleriniz bize işlemez, vız gelir tırıs gider.

Bir kaç taraftar profilini de burada yazacaktım ama gerek yok. Türkiye'de kimlik sorunu bir takımın
taraftarı olmak ya da siyasi bir partinin bünyesinde bulunmakla değer kazanıyor.
O yüzden sosyal medyada masumane Galatasaray taraftarlığı ile başlayan beğeni ve paylaşımlar
fenomen seviyesine gelince hesap sahipleri artık bambaşka bir kimliğe bürünüyorlar.
Rakip takım yorumcu gazeteci ve kulüp yöneticilerinin de doğal olarak bu hesaplar ilgisini çekiyor.
Galatasaray'ın başarılarında gerçek güç sahibi olan taraftarını bölüp parçalayıp yönetmek de tabii ki bu
hesaplar üzerinden daha kolay hale geliyor.

Fenomen bu hesaplar ya hesaplarını rakibe satıyorlar, ya da hesap sahibi olarak kalanlar bile rakibin
haberlerini gündeme getirip Galatasaray'ın aleyhinde algı yapıyorlar.
Nasıl oluyor bu? Dediğinizi duyar gibiyim.

Aynen şöyle oluyor.
Fenerbahçeli ya da Beşiktaşlı yorumcu Galatasaray'a aleyhte algı yaptığında, küfür ettiğinde daha da
ötesi Galatasaray'la ilgili ipe sapa gelmez iddialarda bulunduğunda kendi camiasından çok Galatasaray
içinde popüler olacağını ve Galatasaray üzerinden kendi camiasına yaranacağını çok iyi biliyor.
Önce televizyonlardan Galatasaray'a aleyhte algı çalışmalarının ilk basamağı gerçekleştiriliyor.
Galatasaray fenomen hesapları durur mu hemen o yorumcuların aleyhte sözleri birer birer flood şeklinde
paylaşılıyor.
70 000 lik hesaplardan 300 000 lik hesaplara kadar nedense hepsi bir yerden yönetiliyor sanki.
Yoksa gerçekten öyle mi?
Tabii ki bu bir tahmin.
Baktılar bu paylaşımlar verimli olmadı aynı yorumcu ya da gazeteciler bu kez farklı tarzda Galatasaray
aleyhinde bir tweet atıyorlar.
O ana kadar kör sağır topal olan Galatasaray fenomen hesapları bizim yazılarımıza hiç değinmeyip yine
o aleyhte tweetleri canhıraş bir şekilde paylaşıp rekora gidiyorlar.
Yani amatörce takım taraftarlığı bu şekilde profesyonelliğe dönüşünce ne yapacaksın Galatasaraylılığı
para var para.
Bu söylediklerimin aksini ispat eden gelsin benim yüzüme vursun tweetleri.
Galatasaray lehine yazı yazan ya da Galatasaraylı bir yazarın köşe yazısı hangi fenomen Galatasaraylı
görünen bir hesap tarafından paylaşılmış.
Emin olun yazısı okunmayacak gazetecilikten bir haber olan medya maymunu yorumcular bizim bu
hesapların gözbebeği.

Profesyonellikleri de Galatasaray taraftarlarının takıma olan sevdasını her geçen gün azaltmak ve onları
futboldan soğutmak.
Değilse ben iyi bir gözlemciyim ve 2 senedir bu mecrada kimin ne yaptığını iyi biliyorum.
Galatasaray'la ilgili bu güne kadar yazdığım herhangi bir yazı bu fenomen hesaplar tarafından ne
beğenildi ne de paylaşıldı.
Benim yazılarımı kimlerin beğendiğini ve onların nasıl Galatasaraylı olduklarını ben zaten biliyorum.
Sonuçta şunu bilin, Galatasaray'ın sahibi kibir ve ego saplantısına bulaşmış adına da Galatasaraylı
dediğimiz insanlar değil.
Galatasaraylıyım diyerek ortaya çıkan çok takipçili fenomen hesaplar da değil.
Ben her deplasmana gidiyorum gerekirse yurtdışına da gidiyorum (Burada bazılarını tenzih ederim)
Galatasaray'ın gerçek sahibi benim, yönetimi de hocayıda istediğim zaman değiştiririm diyenler de
Galatasaray'ın sahibi değiller. Onların maçlara deplasmana iç saha ya da yurtdışına nasıl gittiklerini
biliyoruz. Hatta ekmek arası ne yediklerini de biliyoruz.
Galatasaray yönetimine gelipte oradan kendi işlerini yönetip servetine servet katanlarda Galatasaray'ın
sahibi değiller.
Bunların çoğu sizin Galatasaray'a olan saf sevginizi kıskanıyorlar. Keşke sizin gibi gerçek Galatasaraylı
olabilseler ya da arma sevdalısı olsalar.
Benim gözümde Galatasaray'ın sahibi olan arma sevdalısı Galatasaraylılar.
Boğazından, haftalığından, çocuğunun nafakasından kesip maça giden Galatasaray taraftarları .
Ya da dişinden tırnağından arttırdığıyla GSStore'dan ürün alan, cebinde evine gitmek için ayırdığı son yol
parasını hadi biraz daha katkım olsun diye bileklik veya anahtarlığa harcayan eve de yürüyerek giden
vefakarlar,
Galatasaray berabere kaldığında ya da hakkı yenildiğinde o gece uyuyamayanlar,
Galatasaray mağlupta olsa kazansada o gece tv programlarıyla geceleri zehir zemberek yapılan
duygusallar,
Yürekten menfaatsiz hiç bir karşılık beklemeden çocukluğundan beri armaya gönül verenler.
Şimdi 19 Haziran'da Galatasaray'da bir seçim var biliyorsunuz.
Temennimiz yeni gelecek Galatasaray yönetiminin sadece Galatasaray aşkıyla Galatasaray'a hizmet
etmesi.
Tabii yıllardır kendisini bu görevlere hazırlayan gerçek Galatasaraylıları bu adaylar içerisinde görüyoruz.
Organize kötülüğün 2 senedir bu kadar yoğun uygulandığı Galatasaray'ın yeni yönetimce yeni ufuklara
bayrak açacağı aşikar.
Yine de son dakikalarda şer ittifaklarının yapacakları yeni bir kötülükle takımımızı içinden çıkılması zor
sonuçlara uğratılacağı da korkutmuyor değil.
Benim de gönlümde herkesin olduğu gibi bir başkan adayı var.
Biliyorsunuzdur.

Artık her şeyin hayırlısı...
Armaya Sevdalanın Sağlıcakla Kalın...

MELİH ALPAN